MALPRAKTİS DAVALARI (SAĞLIK HUKUKU)
Anayasada koruma altına alınan vücut bütünlüğünün korunması temel insani haklardandır. Doktorlar hastanın şifaya kavuşması için bütün temel tıp bilgilerini kullanırlar. Ancak tıbbi müdahalelerde istenmeyen aksiliklerde oluşabilmektedir. Tıpta ön görülen riskler, komplikasyon olarak adlandırılır. Tedbirsizlik ve ihmal ise malpraktis ismiyle tanımlanır. Doktorun ihmal ve hatası sonucu maddi ve manevi hasara uğrayan hasta, bu mağduriyetinin giderilmesi için tazminat davası açarak, hakkını arayabilir.
Malpraktis, doktorun tıbbi müdahalede gereken özeni göstermemesi sonucu doğan sorunların genel adıdır. Kısaca hekimliğin yetersiz ve özensiz uygulanma halidir. Türk Tabipler Birliğince belirlenmiş, hekimliğin uygulanma kurallarının ihmal edilmesi, hasta mağduriyetine yol açan bir durumdur. Malpraktis davaları (sağlık hukuku) bağlamında ele alınan bütün doktor hataları, Türk ceza kanunu hükümleri gereğince cezaya tabidir. Malpraktis sonucu zarara uğrayan hasta veya hastanın yakınları, ilgili doktordan tazminat talep edebilir. Doktor, kusurlu olduğu uygulamanın zararını gidermekle hukuk nezdinde sorumludur.
Maddi ve manevi zararlardan doğan mağduriyet, doğrudan tazminat sorumluluğunun konusudur. Doktorun tıbbi müdahalede bulunma sürecinde, hasta ve doktor arasında karşılıklı bir hak ilişkisi doğar, süreç bu yanıyla vekalet sözleşmesini andırır. Hasta güvendiği doktorun tüm müdahale ve uygulamalarına güven duyarak rıza gösterir. Dolayısıyla yanlış müdahaleden doğan bütün kusurlar, doğrudan doktorun sorumluluğundadır. Türk ceza kanunu, borçlar hukuku, vekalet sözleşmesinden doğan alacak ve yükümlülükler bu konu içinde değerlendirilebilir.
Malpraktis Davasının Aşamaları
- Doktorun tıbbi uygulama esnasında hukuka ve kanuna aykırı bir davranışta bulunması
- Tıbbi müdahale sonrasında hastada bir hasar meydana gelmesi
- Doğan kusurun kaynağının doktorun müdahalesi olması
- Hasta ile kusur arasında doğrudan bir ilişki bulunması
Bu şartlar oluşmadan doktor aleyhine tazminat kararına hükmedilemez. Kusurlu davranışın tanımı somut olarak ortada olmalıdır. Kusur ispatlanamazsa ceza da olmayacaktır. Örnek olarak, tıbbi müdahale sonrası doktorun yapabileceği bir şeyin kalmaması ve bunun sonucunda hastalığın durumuna bağlı oluşan genel hasar ya da ölüm halleri, kusur değildir. Çünkü hekim, gerekli her türlü tıbbi müdahaleyi yapmıştır fakat bu hastalığın düzelmesi için yeterli olmamıştır. Bu süreç, doktorun kişisel uygulama kabiliyetini ve çabasını aşan bir süreçtir. Tıbbi gerekliliğe uygunluk kapsamında yapılan tüm müdahaleler kanuna uygundur ve cezası söz konusu olamaz. Tıbbi gerekliliğe uygunluk kriteri şunlardan oluşur:
- Mesleki yetenek
- Bilgi birikim
- Tecrübe
- Fikri ve fiziki güç
- Meslek kuralları içinde hareket
Malpraktis Davasının Açılması
Doktorun, tıbben kusurlu davrandığının ispatı ile malpraktis olayı dava sürecine taşınabilir. Doktorun kusurlu olduğunu somut olarak ispatlayan hasta maddi ve manevi olarak iki ayrı konuda dava açabilir.
- Doktorun hatası nedeniyle doğan maddi zarar: bu durumda hastanın uğradığı kaybın ve zararın tazmini için mahkemeye maddi tazminat davası açması gerekir. Zararın boyutu belirlenemezse mahkeme hakimi takdir hakkını kullanarak, tazminat miktarına karar verir. Hastanın ölümü durumunda ise defin ve cenaze masrafları da ayrıca bu tazminat miktarına eklenir. Hastanın fiziki bir hasara uğramasından kaynaklanan iş kaybının maliyeti ve tedavi masrafları, kusurlu doktorun ödemesine hükmedilen tazminat miktarının içerisinde yer alan diğer faktörlerdir.
- Doktorun hatası sonucu doğan manevi zarar: manevi zararın ortaya çıkması için kişinin sağlığındaki olumsuz durumun doğması yeterlidir. Tıbbi Malpraktis durumundan sonra zarar gören hastanın hayatını kaybetmesi halinde yakınları, manevi alacak talebinde bulunabilir. Hasta ve ailesinin yaşadığı kötü süreç, üzüntü, yas ve acı durumları, yine manevi tazminat için dava konusu olabilir.
Malpraktis Davalarında Zaman Aşımı
Hasta ile doktor arasındaki tedavi süreci belirli bir sözleşme ile belirlenmişse bu konudaki zaman aşımı 5 yıldır. Tedavi ve sonrasındaki süreç için herhangi bir sözleşme bulunmuyorsa, doğan zararın karşılanması için mahkemeye başvurma süresi 2 yıldır. Malpraktis davalarında kusurun yol açtığı mağduriyetin anlaşılma süreci de göz önünde bulundurularak dava açma süresi 10 yıla kadar uzayabilir.
Malpraktis Davalarında Mahkeme Süreci
Tıbbi müdahalenin yapıldığı hastane devlet hastanesi ise, dava hastane idaresine açılır. Sonrasında hastane yönetimi zararının tazminini ilgili doktora rücu ettirebilir. Sürecin daha hızlı ilerlemesi için, davaya, ilgili sağlık personelinin de katılımı istenerek, davanın karara bağlanması kolaylaştırılır. Özel hastanede gerçekleşen bir Malpraktis olayında ise ilgili doktora doğrudan dava açılabilir. Tıbbi müdahalenin konusuna göre davaya farklı mahkemeler bakabilir.
Bursa Avukat Toklar Hukuk ve Danışmanlık Bürosu olarak büromuz faaliyet alanlarımızdan biri de sağlık hukuku ve malpraktis davaları olup, müvekkillerimize sağlık hukuku ve malpraktis davaları davalarında hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermekteyiz.